Başlangıç Tarihi: 30 Kasım 2010 19:00 Bitiş Tarihi: 30 Kasım 2010 20:30 Yer: Yapı-Endüstri Merkezi, Fulya - İstanbul Organizasyon: Yapı-Endüstri Merkezi Diğer Bilgiler: A: Fulya Mah. Yeşilçimen Sok. No:12/430 Fulya - İstanbul T: (212) 266 70 70 F: (212) 266 70 10
Her ayın son Salı akşamı Yapı-Endüstri Merkezi’nde (YEM) gerçekleştirilecek olan “EKODÜNYA YAKLAŞIRKEN – Green Drinks” buluşmalarının 30 Kasım’daki ikinci toplantısında “Yeşil Tasarım” teması masaya yatırılacak.
Yapı dünyasının bilgi merkezi Yapı-Endüstri Merkezi’nin (YEM) 2005 yılından bu yana mimarlık ve yapı sektöründe ekoloji, sürdürülebilirlik, çevre dostu binalar ve uygulamalar konularında başarıyla sürdürdüğü çalışmalara bir yenisini daha ekleniyor: EKODÜNYA YAKLAŞIRKEN - Green Drinks Buluşmaları.
Etkinlik dizisi ile 2011 yılı Nisan ayına kadar her ayın son Salı akşamı, gezegenin tükenen kaynakları karşısında “ulaşım, tasarım, finans, network, gelecek ve enerji” alanlarında üretilen çözümlerin tartışılacağı etkinliklere ev sahipliği yapacak olan Yapı-Endüstri Merkezi, her tema için ayrıca düzenlenecek bu toplantılar aracılığı ile sürdürülebilirlik konusunda farklı alanlardaki duyarlı toplulukları buluşturuyor ve başarı hikayeleri ile yeşil iş modellerinin tartışıldığı bir platform oluşturuyor.
|
Devamını oku...
|
|
Biyo-Ekonomi: Biyolojik kaynakları (ör: Tarım, Gıda, Ormancılık, Balıkçılık ve diğer biyo-temelli endüstri) üreten, yöneten ve yayan her türlü endüstri ve ekonomik sektörü kapsamaktadır.
Bilgi Temelli: Yaşam Bilimleri ve Biyoteknoloji diğer teknolojilerle uyum içerisinde çalışmaktadır. Amaçları söyle sıralanabilir:
- Biyolojik kaynakların sürdürülebilir yönetimi, üretimi ve kullanımı için bilgi-temeli sağlamak?
- Yeni, güvenli, daha düşük maliyetli ve eko-verimli ürünler sağlamak
- Avrupa endüstrisinin rekabet edebilirliğini ve sürdürülebilirliğini desteklemek
Örnek:
- Gıda güvenliği ve hayvan hastalıklarının kontrolünde artan ve gelişen teşhis yöntemleri
- Enzimlerin endüstri, ev ve gıda üretiminde kullanımı ve böylelikle enerji ve su tüketiminin azalması: yeni fonksiyonel gıdalar
Biyo kaynakların üretimi ve dönüşümü ile ilgili bilginin kullanımı varolan biyo-ekonomiyi yeni endüstrilere dönüştürecektir.
|
Devamını oku...
|
Doğanın, ihtiyaçlar karşısındaki yaratıcılığıyla, bizi sarmalayan tüm sorunlara yanıt olabileceği ana fikrine dayanan mimarlık ve mühendislik alanındaki yeni bilim dalı “Biomimicry”, ilk kez 1997 yılında “Biomimicry: Innovation Inspired by Nature (Biomimicry: Doğadan İlham Alan Yenilik)” başlığını taşıyan kitapta Janine Benyus tarafından somutlaştırıldı.
Sağlıklı, daha sürdürülebilir bir gezegen yaratmak için yaşamın dehasını korumayı; doğadan ders alan, onu taklit eden küresel bir insan topluluğunu beslemeyi ve büyütmeyi amaçlayan Biomimicry Institute’un başkanlık görevini de yürüten Janine Benyus’a göre, “Hayvanlar, bitkiler ve mikroplar mükemmel birer mühendisler. Neyin işlediğini, neyin uygun olduğunu ve en önemlisi Dünya üzerinde neyin bozulmadan kalacağını buluyorlar. Bu da gerçek bir Biomimicry haberi: 3,8 milyar yıllık araştırmalar ve gelişmelerden sonra, fosiller başarısızlıklardır ve hayatta kalmanın gizemi etrafımızda saklı.”
Bob Berkebile ve Jason McLennan, 2004 yılında yayınladıkları bir makalede son yüzyılda mimarlık tarihinde yaşanan devrimin, makineler ve teknoljiye öykünen binalar tarihi olarak görülebileceğini söylüyordu. Dahası, bu yüzyılda içten yanmalı motor gibi makinelerin adeta ilerme ve insanoğlunun hakimiyetinin sembolü hale geldiğini de ekliyordu. Gelişen teknolojinin bize her iklimde, kısa sürede bina yapabilme olanağı sunduğuna, bunun sonuncunda da aynı makineler gibi kültürü ve iklimi göz ardı eden birbirine benzer binaların çoğaldığına dikkat çeken Berkebile ve McLennan, “Bugünün binası için asıl metaforun makineler olmasına şaşırmamak gerek” derken 20. yy’ın tartışmasız en büyük mimarlarından Le Corbusier’nin “Evler, içinde yaşadığımız makinelerdir” sözünü de bir kez daha akla getiriyor.
|
Devamını oku...
|
REC Türkiye’den Geleceğin Ekonomik Modeli için Dünya Çevre Günü’nde Öneriler:
REC Türkiye Direktörü Dr. Sibel Sezer Eralp; 5 Haziran BM Dünya Çevre Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Bugün, dünya alışıldık ancak sürdürülebilirliği olmayan ekonomik modelde ısrar etmek ile düşük karbonlu, yeşil ve sürdürülebilir bir ekonomi anlayışını benimsemek arasında çok kısa sürede seçme yapması gereken önemli bir yol ayrımında bulunuyor. Düşük karbon ekonomisi özellikle Türkiye gibi kalkınmakta olan ülkelerde sıkça duyduğumuz 'Önce kalkınalım, sonra çevreyi koruyalım' tarzı argümanların geçerli olmadığı bir dünya ekonomisine doğru gittiğimizin bir göstergesi. Bu kapsamda kamu, yerel yönetimler, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere tüm paydaşların aktif rol oynamaları gerekiyor. Çok yapıcı ve gerektiğinde yaratıcı işbirlikleri oluşturmak zorundayız, örnegin kamu-özel sektör arasında oluşacak somut işbirlikleri ile düşük karbon ekonomisine destek olacak yeni yatırımları desteklemeliyiz.” beyanatını verdi.
|
Devamını oku...
|
|
|
|
|