Kibbutz, İsrail’in varlığının büyük bölümünde, en yüksek ideallerinin bir ifadesiydi: kolektif emek, toprak sevgisi ve katıksız bir eşitlikçilik.
Ama 1980’lerde, sosyalizmin küresel bir çöküş sarmalında olduğu ve ülkenin hiperenflasyonla boğuştuğu bir dönemde, İsrail’in 250 civarındaki kibbutzu yok olmuş görünüyordu. Borçları tırmanmış ve gençlerin buraları terk etmesiyle grupların yemek salonları boşalmıştı.
Şimdilerde, sürpriz bir şekilde, kibbutzlar yeniden yükseliyor. 2007’de katıksız sosyalizmden daha çok onun herhangi bir varoşlaşmış versiyonuna çok daha yaklaşmış durumda.
Kibbutzların çoğunda yemek ve çamaşır şu anda özelleştirilmiş durumda bulunuyor; pek çoğunda evler bireylere devredilebilir ve yeni gelenler ev satın alabiliyor. Kibbutzlardaki hisselerin çoğunun mülkiyeti hala kolektif ancak topluluklar artık büyük oranda kamuoyu yoklaması yerine profesyonel yöneticilerce idare ediliyor. Ve en önemlisi, herkese aynı ücret verilmiyor.
Bir kez daha, halk iktidar olmak için birlik oluyor.
“Burada sevdiğimiz şey sadelik” diyor 38 yaşındaki Boaz Varol. Bir yandan da bisikletiyle ormanlık patikadan doğru, Hayfa’nın kuzeydoğusunda yer alan Batı Galilee’nin sıra sıra uzanan tepelerindeki Kibbutz Yasur’da, bir zamanlar kolektif kullanımda olan, şimdilerde ise kendisinin kiraladığı ve işlettiği yüzme havuzunda çalışmaya gidiyor. “Herkes istediği şeyi yapıyor, bağımsızlığımız var ama dışarıda gördüğünüz türden bir rekabet yok.”
|
Devamını oku...
|
|

İsrail, ülke çapında kurduğu özel sistem sayesinde tarım alanındaki kıt kaynaklarını en iyi şekilde değerlendiriyor. Öyle ki, şu anda tarım ve hayvancılıkta dünyanın en çok verim elde eden ülkesi konumunda. Nüfusunun yaklaşık yüzde 4’ü tarımda çalışırken tarımın ülke ekonomisindeki yeri yüzde 30’dan fazla. Türkiye’de ise nüfusun yüzde 26’sı tarımda çalışmasına rağmen tarımın ülke ekonomisindeki yeri yalnızca yüzde 13.
Asya kıtasında yer alan İsrail'in sınırları ve ateşkes hatları içerisinde kalan toplam yüzölçümü 27 bin 817 km2. Kötü iklim şartlarının ortasında yaklaşık 7 milyonluk nüfusuyla, küçük bir ülke İsrail. Bu küçük ülkenin yalnızca yüzde 20'sinde tarım yapılıyor. Ancak tarım ülkenin en büyük gelir kaynaklarından biri. Tarımın ülke ekonomisine her yıl 1,5 milyar dolar ihracat girdisi var. Ülkenin tarımla ilgili en büyük sorunu hayvanların süt bakımından çok fazla verimli olması. Bu durum küçük piyasa içinde mallarının eritilememesine ve fiyatların düşmesine neden oluyor. Bu durumu düzeltmeye çalışan hükümet çareyi kota koymakta bulmuş. Artık süt üretimi kontrollü yapılıyor. İsrail, tarımda ve hayvancılıkta dünyada en yüksek verimi elde eden ülke konumunda. İsrail'in tarım ve hayvancılıkta bu derece başarılı olmasının arkasında üç farklı kurum var. Bu üç kurumun çalışmaları ülkede sistematik olarak tarım yapılmasını ve tarımsal Ar-Ge'nin sonuçlarından en iyi şekilde faydalanılmasını sağlıyor. Bu üç kurumdan biri, komün hayatın yaşandığı büyük çiftlikler olan Kibbutz'lar. Diğeri ise kooperatif sistemiyle yönetilen Mashov'lar. Bu iki kurumu yaptığı Ar-Ge çalışmasıyla Volcani Center'lar, yani eski ismiyle ARO'lar (Tarımsal Araştırma Kuruluşu - Agriculture Research Organisation) destekliyor.
|
Devamını oku...
|
Wadi Ara bölgesindeki Kibbutz Barkai'dan görünüm
Kibbutz (İbranice: קיבוץ; "topluluk" veya "birlikte") İsrail'de ortaklaşa kullanılan yerleşim bölgesi. İsrail devletinin kuruluşunda önemli etkileri olmuştur. Sosyalizm ve Siyonizmi pratik bir şekilde bir araya getiren kibbutizm İsrail'e özgün bir deneydir ve tarihte gelmiş geçmiş en büyük ortaklaşa toplum hareketlerinden biridir.
Kibbutz, 19. yüzyılın Saint Simon, Proudhon ve Robert Owen gibi filozofları ile Martin Buber gibi düşünürlerin kuvvetli etkisi altında gelişmiştir. Kibbutizm, Yahudiliğin tarihî bunalımı, baskı ve zulüm ile bağımsızlık ve yabancılaşma kadar, Filistin'de hayatını idame ettirmesi gibi iktisadi zaruretler aksettirir.
İlk kibbutz 1909 yılında kurulmuştur. Bugün 100.000 nüfuslu 250 kadar kibbutz vardır. Bu da İsrail nüfusunun %3'ünü teşkil eder.
|
Devamını oku...
|
|
|
|
|
|