Ahşap İşçiliğinin 700 Yıllık Şaheseri: Eşrefoğlu Camii [Beyşehir/KONYA] |
Konya’nın Beyşehir ilçesinde Beyşehir Gölü’nün 100 m. kuzeyinde ağaç direkleriyle, ahşap tavanı, minberi ve yüzyılların sükûneti ile görkemli bir ahşap cami daha yıllara meydan okumaya devam ediyor. Cami, Türk mimari kültüründe önemli bir yeri olan Orta Asya'daki Semerkant, Buhara, Hive gibi eski Türkistan şehirlerinde bulunan ağaç direkli camilerin ülkemizdeki örneklerinden biridir.
Anadolu’nun olduğu kadar bütün İslam cami mimarisinin de eşsiz bir örneğidir. Birisi kuzeydoğudaki çarpık duvara, diğerleri doğu ve batı cephelere açılan üç girişi bulunmaktadır. Batıdaki yan giriş “Bey mahfeli” ne geçiş sağlar. Kuzeydoğudaki ana giriştir ve bu cephe kesme taşlarla kaplanmıştır. Diğer cephelerde moloz taş kullanılmıştır. Altlı-üstlü dikdörtgen ve kemerli pencerelerle aydınlatılmıştır.
Taçkapı; yedi metre genişlik ve on metre yüksekliktedir. Öne doğru taşma yapan kütlesi, bitkisel tezyinatlı bordürleri, rozet ve yan mihrabiyeleriyle Selçuklu taçkapı geleneğini devam ettirir. Üstteki kitabe vakfiye niteliğindedir. Yerinde kalabilen orijinal ahşap kapı kanatlarının kitabe tabloları çalınmıştır. Üstüne ahşap ustasının ismi “Ameli İsa” şeklinde işlenmiştir. Taçkapının sağındaki kare kaideli minare çokgen gövdeli ve tek şerefelidir. Kaidesinde bir su tesisi olan “Sebil” dikkati çeker. Burada daha önceki dönemlerden kalma mermer kabartma figür kullanılmıştır. Bey mahfeli; batı duvarının güney ucundadır. Merdivenle çıkılan bu bölümün ahşap işlemeli parmaklıkları ile taşıyıcı kirişlerin konsol halinde yontulmuş uçlarında ve aralarında zengin nakışlar kullanılmıştır. Harim; kuzeyde dar bir galeri ile ana mekandan ibarettir. Aynı zamanda son cemaat yerinin ulu camilerdeki ilk uygulamalarından olan bu galeri, sivri kemerli çinili bir kapı ile içeriye açılır. Bunun üstündeki çini kitabede caminin inşa tarihi (1296-1299) yazılıdır. Harim, mihrap duvarına dik olarak yerleştirilen altı destek sırası ile yedi sahına ayrılmış, orta sahın yanlardan daha geniş ve yüksek tutulmuştur. Taş kaidelere oturan silindirik ve çokgen gövdeli ahşap sütunların başlıkları mukarnaslıdır. Camide 42 ahşap sütun vardır. Bu sütunlar, Anamas dağındaki sedir ormanlarından kesilmiş, gölde 6 ay bekletildikten sonra fırınlanarak kurutulmuştur. Ana kirişlerin yüzeyleri ile tali kirişlerin uçları, konsolların araları, alt ve yan yüzleri, başlıklar renkli boyalar ve motiflerle nakışlanmıştır. Bunlar günümüze kadar ulaşmıştır. Özellikle orta sahın çok zengindir. İçerisi bir sütun ormanını andırmaktadır. Tavan ortasında bir aydınlık feneri ile bunun altında zemine “karlık” tabir edilen bir su tesisi açılmıştır. Burada eskiden kar biriktirilirmiş. Bunun amacı, sedir ağacından yapılan sütunların, karın erimesiyle oluşan rutubetle uzun ömürlü olmasını sağlamakmış. Eşrefoğlu Türbesi caminin doğusundadır. Eşrefoğlu 1. Süleyman Bey’in, eşinin ve oğlunun kabirleri buradadır.
|